Kurban bayramı denilince aklımıza gelen ne olmalıdır? Hiç bu
soruyu kendimize sorduk mu? Belki kendi kendinize demişsinizdir"Bayram
işte yaa kutluyoruz." diye. Sizce lması gereken bu mudur?Nerden gelmiş
bu bayram neden her yıl kutlanır olmuş biliyor muyuz?
Hz.Adem (as) 'dan beridir kurban kesimi mevcuttur. Ancak bu bayram bize
Hz.İbrahim (as)'dan miras olarak süregelmiştir. Bu hadiseyi hepimiz çok
kez duymuşuzdur. Hz.İbrahim oğlunu kurban edecekti. Allah ona o vakit
bir koç ihsan eyledi. O da onu kesti ve kurban ondan bize miras bir
ibadet olarak kaldı diyoruz. Peki Hz.İbrahim neden oğlunu kurban
edecekti? Çünkü Cenab-ı Hakk'a bir duada bulunmuş, kendisine bir erkek
evlat nasip etmesini istemiş ve gerekirse onu Allah yolunda kurban
edebileceğini söylemişti. Gün geldi Rabb'imiz bir erkek evlat nasip
etti. Hz.İbrahim'de Allah'a bağlılığının ve samimiyetinin nişanesi
olarak bu amele girişti. Ancak Yüce Allah onun samimiyet ve bağlılığını
gördükten sonra kendisine bir koç bahşetti ve oğlu İsmail'i kendisine
bağışladı. Birinci görmemiz gereken nokta budur. Kurban ibadeti hayvan
kesmekten öte Allah'a bağlılığımız ve samimiyetimizin sembolüdür.
Kur'an'da da buna işaret edilmiştir." Onların ne etleri ne de kanları
Allah’a ulaşır; fakat O’na sadece sizin takvânız ulaşır. Sizi hidayete
erdirdiğinden dolayı Allah’ı büyük tanıyasınız diye O, bu hayvanları
böylece sizin istifadenize verdi. (Ey Muhammed!) Güzel davrananları
müjdele!"(Hac Suresi 37).
Kurban Bayramının ikinci sebebi
hikmeti ise müslümanların istişare zamanı olmasından dolayıdır.
Müslümanların haftalık istişare zamanı cuma namazları iken yıllık
istişare zamanları bayramlardır. Bunlar vesilesiyle müslümanların bir
araya toplanması, birbirleriyle muhabbet etmesi hem istişarelerini
artırırken hem de aralarındaki bağları kuvvetlendirmektedir. Dinimiz
İslam'da beraberliği daima teşvik etmiştir.
Bayramın
üçüncü hikmetine gelince bu mevzu kurban etinin paylaşımına temas
etmektedir. Her bayram vaazlarda duyduğumuz kurbanınızın üçte birini
ailenizle üçte birini eş, dost, akrabanızla üçte birini de fakirlerle
yiyiniz denilen kısım. Dikkat etmemiz gereken nokta yiyiniz, veriniz
geçiniz değil. Bizden istenen onlara et götürmemiz değil onlarla beraber
aynı sofrayı paylaşmamızdır. Ki bu insanlar arasında zengin fakir
uçurumu diye bir şeyin olmadığının tüm insanların camide aynı safta
durdukları gibi aynı sofraya da oturup yemeklerini paylaşmalarının
teşvikidir.
Bayramı bayram yapan işte yukarıda bahsetmeye
çalıştığım ayrıntılardır. Müslümanlar olarak bayramlarımızı bu idrak ile
geçirip aynı zamanda bunu çocuklarımıza yani gelecek kuşaklara bozmadan
nakletmeliyiz. Yeni nesillerimizi de bu idrak ile yetiştirmeliyiz.
Kurban Bayramımızın tüm İslam Alemi'mize hayırlara vesile olması
dileğiyle... AHMET CİHAT EROĞLU PAÜ TIP FAK. GENEL KÜLTÜR TOĞLULUĞU (27.10.2012)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder