Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Kültür Topluluğu'nun Blog Sayfasına Hoşgeldiniz. Hoşça vakit geçirmeniz dileğiyle...
Arkadaşlar Facebook Grubumuza da bekleriz.

28 Mayıs 2012 Pazartesi

Utansın-Necip Fazıl Kısakürek

Utansın
Tohum saç, bitmezse toprak utansın!
Hedefe varmayan mızrak utansın!

Hey gidi Küheylan, koşmana bak sen!
Çatlarsan, doğuran kısrak utansın!

Eski çınar şimdi Noel ağacı;
Dallarda iğreti yaprak utansın!

Ustada kalırsa bu öksüz yapı,
Onu sürdürmeyen çırak utansın!

Ölümden ilerde varış dediğin,
Geride ne varsa bırak utansın!

Ey binbir tanede solmayan tek renk;
Bayraklaşamıyorsan bayrak utansın!

Necip Fazıl Kısakürek

26 Mayıs 2012 Cumartesi

Kapadokya Yeraltı Şehirleri

Kapadokya Yeraltı Şehirleri

Yeraltı şehirlerinin yapımına hangi dönemde başlandığı kesin olarak bilinmiyor Şehirlerin Hitit döneminde var olduğuna, Hristiyanlık döneminde de genişletildiği ve özellikle Arap akınlarına karşı korunmak amacıyla kullanıldığına ilişkin bilgiler var Şehirlerin yiyecek depolamak amacıyla da kullanıldığı anlaşılıyor.

Ayrıca akılalmaz doğal havalandırma sisteminden dolayı uzaylılar tarafından yapılmış olabileceğini iddia edenler bile var.


-Özkonak Yeraltı Şehri

Avanos'a 14 km uzaklıktaki Özkonak kasabasında bulunan yeraltı şehri, İdiş Dağı'nın kuzey yamaçlarında volkanik, granit bünyeli tüf tabakalarının oldukça kalın olduğu bir yerde yapılmıştır Yeraltı şehri henüz tam olarak temizlenmemiş olup temizlendiği kadarıyla ziyarete açılmıştır.


24 Mayıs 2012 Perşembe

Kalem Suresi Meal-Tefsir


KALEM SURESi
Bu mübarek sure Mekke-i Mükerreme’de ilk nazil olan ‘Alak’ suresinin ilk ayetinden ve onu takiben nazil olan Fatiha suresinden sonra inmiştir. Kur’an-ı Kerim’de  68.suredir ve 52 ayetten oluşmaktadır. Bu mübarek surenin başlıca içeriği şunlardır:
  1.Hazreti Peygamberin ahlaki güzelliklerini beyan etmek ve onun kimlere itaat ve iltifat buyurmayacağını bildirmek.
         2.Bir takım kâfirlerin kötü ahlakını teşhir ve kendilerini alacakları cezalar ile uyarmak.
   3.Takva sahiplerinin, Müslümanların kâfirler gibi olmayıp cennetlere, nimetlere ulaşacaklarını müjdelemek.
      4.Hazreti Peygambere sabretmesini, kavminin arasından gazap edip ayrılmış olan Yunus (a.s) gibi olmamasını tavsiye etmek.
         5.Kur’an-ı Kerim’in yüce mahiyetini beyan etmek, onu yalanlayan müşriklerin kötü hallerini gözler önüne sermek.      
                

22 Mayıs 2012 Salı

Korku-Necip Fazıl Kısakürek

Bir kalbim var ki benim sevdiğinden burkulur
Kahredenden ziyade sevilenden korkulur

Hasret bir rüzgar kapı kapı aralar geçer
Gördüğüm her güzel şey beni yaralar geçer

Ölüm güzel şey ,budur perde ardından haber

Hiç güzel olmasaydı ölürmüydü Peygamber

Ne kervan kaldı ne at hepsi silinip gitti
İyi insanlar iyi atlara binip gitti

Söndürün lambaları uzaklara gideyim
Nurdan bir şehir gibi ruhumu seyredeyim

Her ağızda her telde fanilik dırıltısı
Sonunda tek bir şarkı tabutun gıcırtısı

Ölecekmiyim tam da söyleyecek çağımda
Söylenmedik cümlenin hasreti dudagımda

Necip Fazıl Kısakürek

Otuz Beş Yaş-Cahit Sıtkı Tarancı




OTUZ BEŞ YAŞ ŞİİRİ
Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi Allahım bu çizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor halkalar?
Neden böyle düşman görünürsünüz,
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?
Zamanla nasıl değişiyor insan!
Hangi resmime baksam ben değilim.
Nerde o günler, o şevk, o heyecan?
Bu güler yüzlü adam ben değilim;

21 Mayıs 2012 Pazartesi

Ben Orhan Veli-Müşfik Kenter'in Sesiyle


Ben orhan veli
1914'te do
ğdum.
1 ya
şında kurbağadan korktum.
9 ya
şında okumaya,
10 ya
şında yazmaya merak sardım.
13'te oktay rıfat'ı,
16'da melih cevdet'i tan
ıdım.
17 ya
şında bara gittim.
18'de rak
ıya başladım.
19'dan sonra avarelik devrim ba
şlar.
20 ya
şından sonra da para kazanmasını ve sefalet çekmesini öğrendim.
25'te ba
şımdan bir otomobil kazası geçti.
Çok aşık oldum.
Hi
ç evlenmedim.
Ben Orhan Veli

Ben Orhan Veli

İstanbul'u Dinliyorum-Orhan Veli Kanık


İSTANBUL'U DİNLİYORUM
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
Önce hafiften bir rüzgar esiyor;
Yavaş yavaş sallanıyor
Yapraklar, ağaçlarda;
Uzaklarda, çok uzaklarda,
Sucuların hiç durmayan çıngırakları
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.
                    
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Kuşlar geçiyor, derken;
Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık.
Ağlar çekiliyor dalyanlarda;
Bir kadının suya değiyor ayakları;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.
                    

19 Mayıs 2012 Cumartesi

Eylem Kardeşliği


FOTOĞRAFA BAKTIĞINIZDA EE NE VAR BUNDA ŞİMDİ DİYORSUNUZ?
200 metrede altın ve bronz madalya kazanan Amerikalı iki siyah atletin, Tommie Smith ve John Carlos’un siyah deri eldivenli yumrukları havada, başları önde posteri yıllarca hayal dünyamızı ve asıl oda duvarlarımızı süslemişti.

İtiraf ediyorum ki, Aynur Çağlı’nın o muhteşem haberini okuyana kadar aynı karede önde duran, gümüş madalyalı Avustralyalı beyaz atlete hiç dikkat etmemişim. Adı Peter Norman imiş...

İşte bu atlet geçen hafta öldü. Haberin ve konunun tekrar gündeme gelmesinin sebebi budur.

Gelelim hikayeye...

Mexico City’de 200 metre finali koşulmuş. Amerikalı (siyah) atletler Tommie Smith ile John Carlos birinci ve üçüncü gelirken, ikinciliği Avustralyalı (beyaz) Peter Norman kazanmış.

Madalya töreni için bekledikleri sırada, Carlos, Peter Norman’ın yanına gelerek sormuş:

- İnsan haklarına inanıyor musun?
- Evet, inanıyorum.
- Peki ya Tanrı’ya?
- Bütün kalbimle...

1922-1923 Cuma Ligi

Pazar Ligi'nin faaliyeti sırasında Anadoluspor, Darülfünun, Terbiye-i Bedeniye, Türk İdman Ocağı, Müma­resatı Bedeniye, Şehremini ve Fener­bahçe kulüpleri biraraya gelerek 1912'de "Cuma Ligi"ni kurdu. An­cak Balkan Savaşı nedeniyle lig, 1915'te faaliyete geçebildi. Cuma Li­gi'nin kurulması; Pazar Ligi'ndeki ku­lüplerin tepkisine neden oldu. I. Dün­ya Savaşı'nın başlamasıyla Pazar Li­gi'nin dağılması üzerine Türk kulüple­ri aralarında gruplara ayrılarak İstan­bul Futbol Birliği ve İstanbul Şampi­yonluğu Ligi'ni kurdu. 1915-1916 yıllarında ise bu iki lig birleştirilerek Cuma Birliği Ligi oluşturuldu. 1918-1919 lig oynanmadı ve ertesi sezon da yarıda kaldı. Toplam 6 sezon oynanan ligde Altınordu, Fenerbahçe ve Galatasaray 2'şer defa şampiyon oldu.
http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/0/0c/Fenerbahce_SK_1922-1923.JPG
Fenerbahçe (1922-1923) sezonunda hiç gol yemeden şampiyon olup bir dünya rekoru kırdı. Bu lig 8 takımın yer aldığı Cuma ligidir. Cuma liginde Fenerbahçe 58 gol atıp kalesinde gol görmemiştir. Aynı ligde Galatasaray 3. olmuştur. Yukarıda ki fotoğraf o seneki Galatasaray-Fenerbahçe maçının biletidir. Sekiz takım arasında iki devreli lig sistemiyle oynanan maçların bazıları Fenerbahçe'nin büyük bir farkla şampiyonluğu kazanmasından sonra oynanmadı.Yine bazı kulüplerin gelir sağlamak amacıyla özel karşılaşmalar, kupa maçları yapmaları da maçların ertelenmesine ve oynanmamasına neden oldu. Fenerbahçe son iki maçını oynamadan şampiyonluğa ulaşırken, 12 maçta yenilmediği gibi hiç de gol yemedi. Hiç gol yemeden kazanılan şampiyonluğu, Türk futbol tarihinde bugüne kadar başka hiçbir takım elde edemedi.
  Ligde Fenerbahçe ve Galatasaray arasında 17 Kasım 1922'de oynanılan maçı sadece 14 kişi izledi.Yoğun yağmur altında oynanılan ve iki takım arasındaki en az seyircili maç olan müsabakayı Fenerbahçe 3-0 kazandı. 9 Mart 1923'te Taksim Stadı'nda oynanan maçta ise yine Fenerbahçe, sahadan 4-0'lık sonuçla galip ayrıldı.

Bu sezonda galibiyete iki, beraberliğe ise bir puan verilmiştir.

Poz. Takım O G B M A Y Av Puan
1 Fenerbahçe 12 11 1 0 58 0 +58 23
2 Altınordu 10 8 1 1 17 1 +16 17
3 Galatasaray 10 4 1 5 12 16 -4 9
4 Süleymaniye 9 4 0 5 9 30 -21 8
5 Hilal 11 2 4 5 11 23 -12 8
6 Anadolu 11 2 3 6 8 17 -9 7
7 Vefa 11 3 1 7 6 27 -21 7
8 Darüşşafaka 10 1 3 6 7 14 -7 5

Duy Şikayet Etmede Her An Bu Ney-Mevlana

DUY ŞİKAYET ETMEDE HER AN BU NEY 

Duy şikayet etmede her an bu ney, 
Anlatır hep ayrılıklardan bu ney.
  Der ki feryadım kamışlıktan gelir, 
Duysa her kim, gözlerinden kan gelir.  
Ayrılıktan parçalanmış bir yürek 
İsterim ben,derdimi dökmem gerek.  

Sushi-Japon mutfağının vazgeçilmezi

 Sushi nedir? 
susi-1 Sushi, pirinç sirkesi ve şeker ile tatlandırılmış pirincin, pişmemiş balık, deniz ürünleri, sebzeler veya omlet ile çeşitli biçimlerde bir araya getirilmesinden oluşan bir yemektir. Yüzyıllar öncesinden beri kullanılan, tuzlanmış balıkların pirinç içerisinde saklanması yönteminden ortaya çıkmıştır. Sushinin içerisindeki balık tamamen çiğ olabileceği gibi, marine edilmiş veya füme de olabilir. Kızartılmış deniz ürünleriyle hazırlanan sushi türleri de vardır.
Sushi'nin ortaya çıkışı?
       Sushi'nin aslında yüzyıllara dayanan bir geçmişi var ve Japon mutfağının geleneksel yemeklerinden biri sayılıyor. Evlerde özellikle özel günlerde hazirlaniyor.       
      Hikayesi ise şöyle: Japonya'da geçmiş yüzyıllarda çiğ balık bozulmaması için pirinç ve tuz arasında, ağır bir taş ile sıkıştırılarak haftalarca bekletiliyordu.      
       Zaman geçtikçe iyice fermente hale gelen balık yemeğe hazır hale geliyordu. Pirinç ise atılıyordu. Daha sonra pirincin tadının hiç de fena olmadığı keşfedildi. 18. yy. sonrasında ise fermantasyon işlemi ortadan kaldırıldı, sirkeli pirinç kullanılmaya başlandı. 19. yy'da Tokyo'nun Japonya'nın başkenti olmasi, pirinç arası çiğ balığın bu büyük şehirde

18 Mayıs 2012 Cuma

GÜNDÜZ YARASALARI

GÜNDÜZ YARASALARI


I.
Neyiz ki biz?
İlk ışınları görününce güneşin,
Kaparız tepenin gözkapaklarını
Çam değiliz ki, kollarımız açık
Ürpererek karşılayalım donuk ışığı.
Gölgeler kısalınca çıkarız ortaya,
Açıklıktır, aydınlıktır aradığımız,
Parlaklıkta bulur gücünü görüşümüz.
Tanımayız alacakaranlığı delen,
Tepelerin arasından seçen bakışı.
Kör olmuş ışıktan gözlerimiz.
Gündüz yarasalarıyız biz.

II.
Geceyi düşleriz gündüzken,
Geceyken de gündüzü,
Yitirebileceklerimiz yitiktir

Ahmet Günbay Yıldız'dan Seçmeler

>Şayet, bugün düne nazaran biraz daha müspet ya da vicdanen daha rahat ve farklı isen, mazide işlemiş olduğun hatalardan ders almayı başarabildiğin içindir... İşte sırf bu nedenle bile olsa, hem geleceğine, hem de geçmişine sahip çıkman gerektiğini bilerek yaşayacaksın...
 > Zaman, sadece içinde yaşadığın hissettiğin; öfkenin, şehvetin ve ihtirasların uğruna tüketeceğin bir mefhum değildir... Onu içi boş kavramlar uğrunda harcamak yerine, en verimli şekilde kullanmayı tercih etmelisin...
>Hüznün rengini tanımamış yürekte duygular tek renktedir.
>Akıl bazen durgun ve sessiz akışıyla , insanın içinde bulunan girdapları gizleyen korkunç bir sığınak...Bazen bendini yıkıp önünde hiçbirşey bırakmadan silip süpürdüğünün bile farkında olmayan şuursuzluklara kapılan bir sır...Onun en güvenilir anları , akışı musikiye çevirdiği ahenkte aramalı..
>Akşamlar hüznün simgesidir.. İnsanın, bütün canlıların ruhuna, toprağa, atmosfere sinmiş gamlı bir veda seremonisinin habercisidir akşamlar…
İşte tam da bu zamanlarda bir matem havasına bürünür yeryüzü ve uçuk bir renge boyanır duyguları insanların...
Güneş’in batı yakasına çekilmeye başladığı anlardan itibaren, yüzü de değişir hayatın...


17 Mayıs 2012 Perşembe

3 Idiots Filminden bir Replik


Öncelikle bu film herkesin izlemesi gereken müthiş bir film. İçinde her duyguyu barındırdığını düşündüğüm bir film.
http://www.imdb.com/title/tt1187043/
 Özet
 Hindistan'ın en iyi mühendislik okuluna başlayan öğrencilerin hayatını anlatıyor özet olarak. Sistemin daima yarış üzerine kurulu olduğu, herkesin en iyi olmaya çabaladığı bir okulda sistemi değiştirmeye çalışan bir öğrenci ve onun en yakın 2 arkadaşı. Başlarından geçenler, hayattan aslında ne istedikleri.Ranco karakterinin başrol oynadığı film dram ve komedi türünü en iyi şekilde harmanlayıp bize öğretici bir film olmakta.


-Bir makine nedir?
-Neden gülüyorsun sen?
+Mühendislik okumak benim
çocukluk hayalimdi, efendim.
Sonunda burada olduğum için,
çok mutluyum.
-O kadar hevesli olma.
Makine’yi tanımla.
+Bir makine, insanın daha az emek
harcamasını sağlayan herhangi bir şeydir.

Sosyalizm

Sosyalizm ne demektir?
ž  Sosyalizm veya eski adıyla iştirakiyye(katılımcılık) ya da diğer bir anlamıyla toplumculuk;
ž  iktidar ve üretim araçlarının halk tarafından kontrol edildiği bir toplum fikrine dayanan düşünce sistemidir.
ž  Ekonominin küçük bir aristokrat, zenginler sınıfı ya da kapitalist bir sınıf yerine geniş kitlelerin yararına işletilmesi gerektiği savunan yönetim biçimidir.
ž  Oxford sözlüğüne göre sosyalizm, üretim araçları, sermaye, arazi, emlak vs.nin mülkiyet ve denetiminin bütün topluma ait ve bunların yönetim ve bölüşümünün herkesin yararına olmasını savunan sosyalist örgütlenme kuramı ya da politikasıdır.
ž  Yapılan bir diğer tarife göre sosyalist düzende şu üç unsur bulunmalıdır: a) üretim araçlarının (geniş çapta) topluma mal edilmesi, b) üretimin insan ihtiyaçlarına göre ayarlanması, c) bunların tümünün demokratik bir yolla ele geçirilmesi.
ž  Özel mülkiyeti reddeden, kolektif mülkiyeti tercih eden, liberalizmin kişiye önem veren yaklaşımını kabul etmeyen ve genel olarak iktisadi tarafı ağır basan bir sistem.
ž  Sosyalizm sınıfsız bir toplumun oluşturulması amacıyla devrim ya da toplumsal evrimle örgütlü bir emekçi sınıf kurulmasıyla bağlantılıdır.
ž  Sosyalist gruplar arasında büyük farklılıklar olmakla birlikte neredeyse hepsi toplumun seçkin bir azınlığa hizmet etmektense halk çoğunluğuna hizmet eden bir iktisat bilimi ile birlikte dayanışma prensiplerine göre işleyip eşitlikçi toplumu savunarak sanayi ve tarım işçileriyle birlikte mücadele etmeyi savunurlar.

İnsan ve Hayat

Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen
Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen
Şeyh Galip

“İnsan ve hayat!..
En kadim sorusu varlığın... Filozoflarda zihnî kriz,sufîlerde gönül sancısı.
Her parmak izi ayrı bir dünya... Özgürlüğün kölesi insan,esaretin efendisi... Etik ile estetik eşitliğin adı hayat. Tutkular ve eylemlerle ilgili hep kullar... Faydasız saplantıların kıskacında ömür;ve cehennem diğer insanlardan geliyor üstümüze.”

Âyine,İskender Pala

16 Mayıs 2012 Çarşamba

Arayış-Özdemir Asaf


Arayış
En kısa ceza
Ömür-boyu olandır..
Kimse bilmediğinden.


Kim bilir;
Belki bir yalan'dır..
Kendiliğinden.


Bir korku'dur belki,
Saklanandır..
Çirkinliğinden.


Bir soru olsa gerek;
Sorulmadığındandır..
Birden.

Özdemir Asaf

Yunus Emre..

-Gezdim Halep ile Şamı
  Eyledim İlmi Talep
  Meğer İlim Bir Hiç İmiş
  İllâ Edep İllâ Edep

-Sofilere Sohbet Gerek
 Ahilere Ahret Gerek
 Mecnunlara Leyla Gerek
 Bana Seni Gerek Seni

- Beni Bende Demen
  Bende Değilem
  Bir Ben Vardır
  Bende Benden Içeri.

-Cümleler Doğrudur
  Sen Doğru Isen
  Doğruluk Bulunmaz 
  Sen Eğri İsen

-İlim Ilim Bilmektir
  İlim Kendin Bilmektir
  Sen Kendini Bilmezsin
  Ya Nice Okumaktır.

Savannah Kedisi

 
Temel Özellikleri
Savannahlar, zeki, oldukça oyuncu, hareketli ve sosyal kedilerdir. Yumuşak, sıcakkanlı ve nazik bir mizaçları vardır. Yoğun bir sevgi, ilgi, okşanmak ve öpücüklerden çok hoşlanır.

Oldukça uyumlu olan savanahlar kolaylıkla ev yaşamına alışabileceği gibi tasma ile gezmeye de alıştırılabilir.

Sahibiyle, evdeki diğer petlerle ve çocuklarla iyi geçinen ve iletişim kurabilen savannahların en büyük özelliği suyu sevmeleridir. Su dolu bir küvette oynamayı klasik kedi oyuncaklarına tercih eder.
Kökeni
Savannah ismi, ırkın kaynağını oluşturan Serval kedisinin anavatanı Afrika'nın savanlarından gelmektedir.

Serval kedisi Afrika yerlileri tarafından binlerce yıldır yetiştirilmekte olan fakat sıradan ev hayatına uygun olmayan vahşi bir kedidir. Savannah ise Serval'in pek çok güzelliğini taşımakla birlikte, evde beslenmeye daha uygun ılımlı bir karaktere sahiptir. Savannah kedisi, Afrika Serval kedisinin melezlenmesi sonucu elde edilmiş genç bir ırktır. 
Uzun, esnek vücut yapısı, vahşi kedileri andıran zarif hareketleri, çarpıcı kürkleri ve yumuşak karakteri ile kısa sürede popülarite kazanan Savannahlar hala nadir bulunan bir ırk olma özelliğini korumaktadır.

Sibirya Kurdu

















Genelde buz mavisi gözleriyle korkutucu olsa da, sevgi dolu bir hayvandır.Her köpek gibi dillerinden terlerler. Özgürlüklerine düşkünlükleri ve inatçılığıyla tanınırlar. Bazılarının göz renkleri farklı olabilir. Çocuklara karşı çok hoşgörülüdür. Aslında herkesle iyi geçinir, ama kuş, fare gibi küçük hayvanları avlamak isterler. Yalnız kalırsa sıkılıp evdeki eşyaları kemirebilirler. Gereksiz yere havlamayan bir köpek ırkıdır, ancak uluyabilirler. Huskyler sıcağı hiç sevmezler ve sıcaklarda bunalırlar, eksi 60 derece soğukta yaşayabilirler.
Ortalama ömrü 11-13 yıldır.
Zeki, fazlasıyla oyuncu, sosyal, Ailelerine bağlı ancak inatçı ve haylaz köpeklerdir. Zeki ve sosyaldirler, çok kolay öğrenirler ama kendi mantıklarınca amaçsız buldukları komutlara uymamakta ısrar ederler .

15 Mayıs 2012 Salı

Ben Sana Mecburum-Attila İlhan



Ben Sana Mecburum
ben sana mecburum bilemezsin
adını mıh gibi aklımda tutuyorum
buyudukce buyuyor gozlerin
ben sana mecburum bilemezsin
icimi seninle isitiyorum

agaclar sonbahara hazirlaniyor
bu sehir o eski Istanbul mudur
karanlikta bulutlar parcalaniyor
sokak lambalari birden yaniyor
kaldirimlarda yagmur kokusu
ben sana mecburum sen yoksun

sevmek kimi zaman rezilce korkuludur
insan bir aksamustu ansizin yorulur
tutsak ustura agzinda yasamaktan

Beklenen-Necip Fazıl Kısakürek

Beklenen
Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.

Geçti istemem gelmeni,
Yokluğunda buldum seni;
Bırak vehmimde gölgeni,
Gelme, artık neye yarar?
 
Necip Fazıl Kısakürek

HZ. YAHYA A.S.



Kur'an'da adı geçen peygamberlerden biri. Yüce Allah tarafından, Kur'an'da: "Ey Zekeriyya! Sana Yahya isminde bir o
ğlanı müjdeliyoruz. Bu adı daha önce kimseye vermemiştik" (Meryem, 19/7) ayeti ile haber verildiğine göre; Yahya (a.s.), Zekeriya (a.s)'ın oğlu idi. Kendisine Yahya adı da, Allah tarafından verilmişti.
Yahya (a.s)'nın yüzü güzel, ka
şları çatık, saçları seyrek, burnu uzun, sesi ince ve parmakları kısa idi. O, İsâ (a.s)'dan altı ay önce dünyaya gelmişti. Yani Isâ (a.s)'dan altı ay büyüktü. Dolayısıyla, Musa (a.s)'nın şeraitiyle amel eden peygamberlerin sonuncusuydu.
Daha küçük ya
şta iken, kendisine hikmet verilmişti. Yaşıtı olan çocuklar kendisine: "Ey Yahya! Bizimle gel, oynayalım" dedikleri zaman:
"Ben, oyun için yaratılmadım" derdi (es-Sa'lebî, el-Arais, Mısır 1951, 375 vd.).
Onun küçüklü
ğünden itibaren böyle temiz, saygılı ve ibâdet ehli olduğu, Kur'an'da şöyle haber verilmiştir:
"(Ona çocuklu
ğunda): Ey Yahyâ! Kitabı, kuvvetle tut! (dedik). Henüz çocuk iken, ona, hikmet'i verdik (Tevrat'ı öğrettik). Tarafımızdan (ona) bir kalb yumuşaklığı ve (günahlardan) temizlik (verdik). O, çok muttaki idi. Anasına ve babasına itaatlı idi, bir serkeş ve asi değildi. Dünyaya getirildiği günde, öleceği gün de, diri olarak (kabrinden) kaldırılacağı gün de, ona, selâm olsun!" (Meryem, 19/12, 13, 14, 15).

Topkapı Sarayı

Topkapı Sarayı, İstanbul'da yer alan ve dünyada günümüze gelebilmiş sarayların en eskisi ve genişidir. Konumu, Haliç’i, Boğaziçi’ni ve Marmara denizi gören, İstanbul’un ilk kuruluş yeri olan bilinen akropol tepesidir. Tarihi İstanbul üçgen yarımadasının en uç noktasında, 5 km'yi bulan surlarla çevrili, 700.000 m2 özel araziye sahip bir komplekstir.

İstanbul'daki ilk Osmanlı Sarayı'nın temeli Fatih Sultan Mehmet tarafından, Bayezit semtinde atılmıştır. 1454-1458 yılları arasında ahşap olarak yapılan Eski Saray'ın haremlik ve selamlık bölümleri mevcuttu. Yeni Saray (Topkapı Sarayı)'ın yapımına 1466 yılında başlanmış ve 1478'de bitirilmiştir. Topkapı Sarayı'nın diğer Avrupa saraylarından ayrılan önemli bir özelliği, tek bir binada olmayıp, çeşitli köşk ve dairelerden ayrı ayrı yapılar halinde inşa edilmesidir.
 
Tarihçe
 

14 Mayıs 2012 Pazartesi

Michael Jordan


michael jordanMichael Jeffrey Jordan (d. 17 Şubat 1963) emekli ABD'li profesyonel basketbol oyuncusu ve aktif işadamıdır. ABD profesyonel basketbol ligi NBA'nın resmi sitesine göre, "Oybirliğiyle, Michael Jordan tüm zamanların en büyük basketbolcusudur." Michael Jordan döneminin en efektif pazarlama başarısı olan sporcularından biri olarak, NBA liginin 1980 ve 1990'larda tüm Dünya çapında popüler olmasında önemli rol sahibi oldu.
Kuzey Karolina Üniversitesi'deki dikkat çekici performansından sonra, NBA takımlarından 1984 yılındaki NBA Draft'nda Chicago Bulls tarafından seçilerek bu takıma katıldı. Çok kısa sürede ligin yıldız oyuncuları arasında yer alarak, üretken ve skorcu oyunu ile seyircileri salona çekti. Sıçrama yeteneği, özellikle All Star Organizasyonu'ndaki

Sultan Ahmet Camii'ni Kim Yaptı?

Sultanahmet camii İstanbulun tarih boyunca yüzü olmuş ve tüm posterlerde geçmiştir. Bu tarihi camii o kadar çok konuşulmuştur ki istanbul diyince akla gelen simgelerden biri olmuştur. Peki hiç sultanahmet camii'ni kimin yaptığını merak ettiniz mi?
Sultan Ahmet Camii 1609-1616 yılları arasında sultan I. Ahmet tarafından İstanbul'daki tarihi yarımadada, Mimar Sedefkâr Mehmet Ağa'ya yaptırılmıştır.
Cami Mavi, ye
şil ve beyaz renkli İznik çinileriyle bezendiği için ve yarım kubbeleri ve büyük kubbesinin içi de gene mavi ağırlıklı kalem işleri ile süslendiği için Avrupalılarca "Mavi Cami (Blue Mosque)" olarak adlandırılır. Ayasofya'nın 1934 yılında camiden müzeye dönüştürülmesiyle, İstanbul'un ana camisi konumuna ulaşmıştır. Aslında Sultan Ahmet Camisi külliyesiyle birlikte, İstanbul’daki en büyük yapı komplekslerinden biridir. Bu külliye bir cami, medreseler, hünkar kasrı, arasta, dükkânlar, hamam, çeşme, sebiller, türbe, darüşşifa, sıbyan mektebi, imarethane ve kiralık odalardan oluşmaktadır. Bu yapıların bir kısmı günümüze ulaşamamıştır.
Sultanahmet Mimarı, Mimar Sedefkâr Mehmet Ağa Kimdir?

Mimar Sedefkar Mehmed A
ğa 1562'de İlbasan'dan İstanbul'a geldi.