Selahattin Pınar, (d. 22 Ocak 1902, Denizli - ö. 6 Şubat 1960, İstanbul),
Klasik Türk Müziği bestecisi, udi ve tamburidir. Eserleri genelde melankolik
bir havaya sahiptir.
Babası Denizli Milletvekili Sadık Bey'dir. Aslen Denizlili olup babası
Sadık Bey'in görevi nedeniyle henüz 3 yaşındayken İstanbul'un Altunizade
semtine taşınmışlardır. Babasının karşı çıkmasına rağmen 12 yaşında ud çalarak
musikiye başladı. Dönemin önemli bestekârlarından ders alan Selahattin Pınar
ileriki yıllarda tanbur sazına geçti. "Üsküdar Musıkî Cemiyeti" adını
alacak olan "Darü'l-Feyz-i Mûsıkî"nin kurucuları arasında bulundu.
Burada Telgrafçı Ata Bey, Udî Sami Bey, Tanburî Cemil Bey'in öğrencilerinden
Kadıköylü Fuad Bey gibi kimselerle ciddi çalışmalar yapılırdı. Üsküdar Mûsıkî
Cemiyeti olduktan sonra bu çalışmalara Necati Tokyay, Emin Ongan, Şükrü Tunar,
Hâfız Burhan ve daha nice isim yapmış ve yapacak olan sanatkârlar katılmıştı.
Bestenigâr Ziya Bey, Mızıkalı Celâl Bey, Udî Sami Bey, Hanende Hüsameddin Bey,
Kâzım Uz ve Ali Rifat Çağatay hoca olarak görev yapıyordu.
Selâhaddin Pınar
bütün bu hocaların çeşitli yönlerinden yararlandı. 1919 yılında Tanbur çalmaya
yöneldi. Udî Selâhaddin Bey'likten ayrılmış, tanburî Selâhaddin Pınar olmuştu.
Aynı zamanda kendine özgü bir uslûp ve boğuk sesi ile okurdu. Bestekârlığa on
sekiz yaşlarında başladı. İlk eseri sözleri adliyeci Senihî'nin olan
Kürdilihicazkâr makamından ve aksak usülünde bestelediği "Mülkün ne yaman
şule-i ikbâli karardı" güfteli şarkısıdır. En çok bu makamı sevdiğini her
fırsatta dile getirdiğini yakınları bilirlerdi. Yıllar ilerledikçe mûsıkî
repertuvarımıza birbirinden güzel şarkılar hediye etti. Çok temiz giyinen,
zarif, efendi, güzel ve esprili konuşan Selâhaddin Pınar gerek mûsıkî çevreleri
nde, gerekse dostları arasında sevilen, sayılan bir kimseydi. Daha sonra ilk
Türk ve Müslüman kadın tiyatrocu Afife Jale ile evlendi. Bu evliliğin
Selahattin Pınar`ın sanat hayatına etkisini büyük oldu. Bu dönemde ve
boşandıktan sonra bestelediği parçalar genelde karşılıksız ve ümitsiz aşkları,
ayrılık acılarını içerdi.
Afife Jale`den sonra ölene dek Seyyare Affet Pınar ile evliydi. Alkol
bağımlısı olduğu sanılan, asabi fakat içe dönük bir karaktere sahip Selahattin
Pınar 6 Şubat 1960'da Todori'nin lokantasında, yanında söz yazarı Selim Aru
olduğu halde, yemek yemek üzereyken yine bir kalp krizi sonucu öldü.
Sabiha Gökçen`in anlattığına göre bestelediği Gel Gitme Kadın şarkısı
Atatürk`ün en sevdiği şarkılar arasında yer alır.
İstanbul'un Kalamış semtinde adını taşıyan bir sokak bulunmaktadır.
Bestelediği eserler
Atatürk`ün karşısında da tambur çalan Selahattin Pınar`ın bestelediği
eserleri Zeki Müren, Sabite Tur Gülerman gibi birçok önemli sanatçı okudu.
100`e yakın bestesi olduğu sanılmaktadır. Bunlardan, "Nereden sevdim o
zalim kadını" ve "Anladım sevmeyeceksin beni sen nazlı çiçek"
isimli şarkılarını Afife Jale için bestelediği söylenir. En çok bilinen
bestelerine aşağıdaki eserler örnek sayılabilir:
Anladım sevmeyeceksin beni sen nazlı çiçek (Hicaz) - Söz : Mustafa Nâfiz
Irmak
Bakışı çağırır beni uzaktan (Muhayyer kürdi) Söz : - Fuat Edip Baksı
Beni de alın ne olur koynunuza hatıralar (Hisar buselik) - Söz : Baki
Süha Edipoğlu
Bir bahar akşamı rastladım size (Hicaz) - Söz : Fuat Edip Baksı
Gel gitme kadın ruhumu hicranına yakma (Kürdili hicazkâr) - Söz : Celadet
Barbarosoğlu
Hala yaşıyor kalbimin en gizli yerinde (Nihavend) - Söz : Zekai Cankardeş
Kalbim yine üzgün seni andım da derinden (Bayâtî) - Söz : Yahya Kemâl
Beyatlı
Nereden sevdim o zalim kadını (Kürdîli hicâzkâr) - Söz : Yusuf Ziya Ortaç
Yüzyılın Aşkları : Selahattin Pınar - Afife Jale
Yapım Tarihi : 2003
Süre : 00:30:00
Süre : 00:30:00
Can Dündar’ın hazırladığı belgesel dizi “Yüzyılın Aşkları”nda, geçtiğimiz
yüzyıla damgasını vuran aşk hikâyeleri ekrana geliyor. Can Dündar imzalı 'Yüzyılın Aşkları' belgeselinde besteci
Selahattin Pınar'la tiyatronun ilk Müslüman kadın oyuncusu Afife Jale'nin aşk
hikâyesi yer alıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder