Mona Roza şiirinin her kıtasının baş harflerine dikkat edersek Muazzez Akkayam ismi ortaya çıkar.
Sezai Karakoç üniversitedeyken bir okul arkadaşına sevdalanır.. Fakat kendisini yakışıklı bulmadığı için ona bir türlü açılamaz..
Bir gün cesaretini toplayıp aşkını Muazzez Hanım´ a arzeder..Fakat reddedilince çok üzülür..
Neyse okullar tatil olur..Muazzez hanım Geyve´ de yazlıkta kalmaya başlar..
Sezai Karakoç ta tam karşısındaki yazlığın bahçesinde bahçıvan olarak çalışmaya başlar..
Her gün karşılıksız sevgi duyduğu sevgilisinin pencereye çıkmasını bekler..
Derken okul başlar Sezai evlenme teklif eder Muazzezine yine reddedilir, Muazzez sınıfın en hovarda öğrencisine aşıktır çünkü..Okul biter Muazzez hovarda delikanlı ile evlenir..Sezai karakoç 19 yaşındayken okulun kantininde yazar Mona Roza şiirini..Birgün öğrenirki o canını verecek kadar sevdiği Muazzezi mutsuz evlilik yapmış ve eşinden boşanmıştır.
sezai karakoç katıldığı bir törende mona roza şiirini okur ve bu şiiri ilk kez orda okumuştur...
muazzez akkaya da ordadır ve bu şiirin kendine yazıldığını anlar şiir bitince salonda müthiş bir alkış tufanı kopar Sezai karakoç sahneden tam ineceği sırada Muazzez Hanım koşarak yanına gelir
ve beni hala istiyor musun der!!!
Sezai Karakoç çok ama çok sevmesine rağmen verdiği cevap şudur 'ARTIK MONA ROZA YAZILDI'
Bunu duyan Muazzez eve gider ve ertesi gün muazez hanımın intahar ettiği haberi duyulur....
o gün bugündür Sezai Karakoç evlenmemiş ve kimseyi sevmemiştir....
Bu sevgi kendisini İlahi AŞKA ulaştırmıştır.
Ve ayrıca bakınız.
http://www.baktabul.net/biyografi/24273-muazzez-akkaya-kimdir-muazzez-akkaya-hayati-biyografisi.html
Sezai Karakoç üniversitedeyken bir okul arkadaşına sevdalanır.. Fakat kendisini yakışıklı bulmadığı için ona bir türlü açılamaz..
Bir gün cesaretini toplayıp aşkını Muazzez Hanım´ a arzeder..Fakat reddedilince çok üzülür..
Neyse okullar tatil olur..Muazzez hanım Geyve´ de yazlıkta kalmaya başlar..
Sezai Karakoç ta tam karşısındaki yazlığın bahçesinde bahçıvan olarak çalışmaya başlar..
Her gün karşılıksız sevgi duyduğu sevgilisinin pencereye çıkmasını bekler..
Derken okul başlar Sezai evlenme teklif eder Muazzezine yine reddedilir, Muazzez sınıfın en hovarda öğrencisine aşıktır çünkü..Okul biter Muazzez hovarda delikanlı ile evlenir..Sezai karakoç 19 yaşındayken okulun kantininde yazar Mona Roza şiirini..Birgün öğrenirki o canını verecek kadar sevdiği Muazzezi mutsuz evlilik yapmış ve eşinden boşanmıştır.
sezai karakoç katıldığı bir törende mona roza şiirini okur ve bu şiiri ilk kez orda okumuştur...
muazzez akkaya da ordadır ve bu şiirin kendine yazıldığını anlar şiir bitince salonda müthiş bir alkış tufanı kopar Sezai karakoç sahneden tam ineceği sırada Muazzez Hanım koşarak yanına gelir
ve beni hala istiyor musun der!!!
Sezai Karakoç çok ama çok sevmesine rağmen verdiği cevap şudur 'ARTIK MONA ROZA YAZILDI'
Bunu duyan Muazzez eve gider ve ertesi gün muazez hanımın intahar ettiği haberi duyulur....
o gün bugündür Sezai Karakoç evlenmemiş ve kimseyi sevmemiştir....
Bu sevgi kendisini İlahi AŞKA ulaştırmıştır.
Ve ayrıca bakınız.
http://www.baktabul.net/biyografi/24273-muazzez-akkaya-kimdir-muazzez-akkaya-hayati-biyografisi.html
MONNA ROSA
Monna Rosa, siyah güller, ak güller;
Gülce'nin gülleri ve beyaz yatak.
Kanadı kırık kuş merhamet ister;
Ah, senin yüzünden kana batacak,
Monna Rosa, siyah güller ak güller!
Ulur aya karşı kirli çakallar,
Bakar ürkek ürkek tavşanlar dağa.
Monna Rosa bugün bende bir hal var,
Yagmur iğri iğri düşer toprağa,
Ulur aya karşı kirli çakallar.
Açma pencereni, perdeleri çek;
Monna Rosa, seni görmemeliyim.
Bir bakışın ölmem için yetecek;
Anla Monna Rosa ben öteliyim...
Açma pencereni perdeleri çek.
Zeytin ağacının karanlığıdır
Elindeki elma ile başlayan...
Bir yakut yüzükte aydınlanan sır,
Sıcak ve minnacık yüzündeki kan,
Zeytin ağacının karanlığıdır.
Zambaklar en ıssız yerlerde açar,
Ve vardır her vahşi çiçekte gurur.
Bir mumun ardında bekleyen rüzgar,
Işıksız ruhumu sallarda durur,
Zambaklar en ıssız yerlerde açar.
Ellerin, ellerin ve parmakların
Bir nar çiçeğini eziyor gibi...
Ellerinden belli olur bir kadın.
Denizin dibinde geziyor gibi
Ellerin, ellerin ve parmakların.
Zaman çok çabuk geçiyor Monna;
Saat on ikidir, söndü lambalar.
Uyu da turnalar gelsin rüyana,
Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar;
Zaman çok çabuk geçiyor Monn
Akşamları gelir incir kuşları,
Konarlar bahçemin incirlerine;
Kiminin rengi ak kiminin rengi sari.
Ah, beni vursunlar bir kus yerine!
Akşamları gelir incir kuşları.
Ki ben, Monna Rosa, bulurum seni
İncir kuşlarının bakışlarında.
Hayatla doldurur bu boş yelkeni
O masum bakışlar... su kenarında
Ki ben, Monna Rosa, bulurum seni
Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa;
Henüz dinlemedin benden türküler.
Benim aşkım uymaz öyle her saza,
En güzel şarkıyı bir kursun söyler...
Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa.
Artık inan bana muhacir kızı,
Dinle ve kabul et itirafımı.
Bir soğuk, bir garip, bir mavi sizi
Alev alev sardı her tarafımı,
Artık inan bana muhacir kızı.
Yağmurlardan sonra büyürmüş başak,
Meyvalar sabırla olgunlaşırmış.
Bir gün gözlerimin ta içine bak;
Anlarsın ölüler niçin yaşarmış,
Yağmurlardan sonra büyürmüş basak.
Altın bilezikler, o korkulu ten,
Cevap versin bu kanlı kuş tüyüne;
Bir tüy ki, can verir bir gülümsemen,
Bir tüy ki, kapalı geceye güne;
Altın bilezikler, o korkulu ten.
Monna Rosa, siyah güller, ak güller;
Gülcenin gülleri ve beyaz yatak.
Kanadı kırık kuş merhamet ister;
Ah, senin yüzünden kana batacak,
Monna Rosa, siyah güller ak güller!
Sezai KARAKOÇ
Monna Rosa, siyah güller, ak güller;
Gülce'nin gülleri ve beyaz yatak.
Kanadı kırık kuş merhamet ister;
Ah, senin yüzünden kana batacak,
Monna Rosa, siyah güller ak güller!
Ulur aya karşı kirli çakallar,
Bakar ürkek ürkek tavşanlar dağa.
Monna Rosa bugün bende bir hal var,
Yagmur iğri iğri düşer toprağa,
Ulur aya karşı kirli çakallar.
Açma pencereni, perdeleri çek;
Monna Rosa, seni görmemeliyim.
Bir bakışın ölmem için yetecek;
Anla Monna Rosa ben öteliyim...
Açma pencereni perdeleri çek.
Zeytin ağacının karanlığıdır
Elindeki elma ile başlayan...
Bir yakut yüzükte aydınlanan sır,
Sıcak ve minnacık yüzündeki kan,
Zeytin ağacının karanlığıdır.
Zambaklar en ıssız yerlerde açar,
Ve vardır her vahşi çiçekte gurur.
Bir mumun ardında bekleyen rüzgar,
Işıksız ruhumu sallarda durur,
Zambaklar en ıssız yerlerde açar.
Ellerin, ellerin ve parmakların
Bir nar çiçeğini eziyor gibi...
Ellerinden belli olur bir kadın.
Denizin dibinde geziyor gibi
Ellerin, ellerin ve parmakların.
Zaman çok çabuk geçiyor Monna;
Saat on ikidir, söndü lambalar.
Uyu da turnalar gelsin rüyana,
Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar;
Zaman çok çabuk geçiyor Monn
Akşamları gelir incir kuşları,
Konarlar bahçemin incirlerine;
Kiminin rengi ak kiminin rengi sari.
Ah, beni vursunlar bir kus yerine!
Akşamları gelir incir kuşları.
Ki ben, Monna Rosa, bulurum seni
İncir kuşlarının bakışlarında.
Hayatla doldurur bu boş yelkeni
O masum bakışlar... su kenarında
Ki ben, Monna Rosa, bulurum seni
Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa;
Henüz dinlemedin benden türküler.
Benim aşkım uymaz öyle her saza,
En güzel şarkıyı bir kursun söyler...
Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa.
Artık inan bana muhacir kızı,
Dinle ve kabul et itirafımı.
Bir soğuk, bir garip, bir mavi sizi
Alev alev sardı her tarafımı,
Artık inan bana muhacir kızı.
Yağmurlardan sonra büyürmüş başak,
Meyvalar sabırla olgunlaşırmış.
Bir gün gözlerimin ta içine bak;
Anlarsın ölüler niçin yaşarmış,
Yağmurlardan sonra büyürmüş basak.
Altın bilezikler, o korkulu ten,
Cevap versin bu kanlı kuş tüyüne;
Bir tüy ki, can verir bir gülümsemen,
Bir tüy ki, kapalı geceye güne;
Altın bilezikler, o korkulu ten.
Monna Rosa, siyah güller, ak güller;
Gülcenin gülleri ve beyaz yatak.
Kanadı kırık kuş merhamet ister;
Ah, senin yüzünden kana batacak,
Monna Rosa, siyah güller ak güller!
Sezai KARAKOÇ
Kadının intihar ettiği falan yok. Neden böyle bir hikaye uydurdunuz, sayın çok genel kültürlü Pamukkale Üniversiteli tıp fakültesi öğrenicileri. 82 yaşında ve garanti bankası reklamlarında oynuyor. 2013 yılında bir ropörtajı bile var.
YanıtlaSil