Davalar, düşmanlıklar, kavgalar yok
İçki, eğlence, tad sarmış şehrimizi.
Elinde bir kadeh var her sarhoşun.
Kimi doymuş, rahat, kendinde.
İçkiye doğru koşmakta kimi.
Gürül gürül süt ırmağı bir yanda,
Bir yanda gürül gürül bal nehri.
Pek acayip bir şey bu:
Bir şehirde padişah bir tane olurdu,
Gökyüzünde ay bir tane.
Bu şehir padişahlarla dolu,
Gökyüzü aylarla, zuhallerle.
Sen haydi koş var git hekimlere,
Orda işiniz yok de sizin.
Orda ne dermansızlık, ne dert var, de.
Orda ne gam, ne kasvet var, de.
Orda ne kadı, ne vali.
Ne bey, ne beyin vergicisi.
Davalar, düşmanlıklar, kavgalar zaten
Denizlerin üzerinde hiçbir zaman yürüyemedi.
Bu ırmakta ne ölmek var bize,
bu ırmakta ne gam var, ne keder var, ne dert.
Bu ırmak alabildiğine yaşamaktan,
bu ırmak iyilikten, cömertlikten ibaret.
Durma, çabuk gel, gelmem deme.
Ne evet demek yaraşır sana, ne hayır.
Senin şanına sadece gelmek yaraşır, dostum,
senin şanına sadece gelmek yaraşır.
Elinde bir kadeh var her sarhoşun.
Kimi doymuş, rahat, kendinde.
İçkiye doğru koşmakta kimi.
Gürül gürül süt ırmağı bir yanda,
Bir yanda gürül gürül bal nehri.
Pek acayip bir şey bu:
Bir şehirde padişah bir tane olurdu,
Gökyüzünde ay bir tane.
Bu şehir padişahlarla dolu,
Gökyüzü aylarla, zuhallerle.
Sen haydi koş var git hekimlere,
Orda işiniz yok de sizin.
Orda ne dermansızlık, ne dert var, de.
Orda ne gam, ne kasvet var, de.
Orda ne kadı, ne vali.
Ne bey, ne beyin vergicisi.
Davalar, düşmanlıklar, kavgalar zaten
Denizlerin üzerinde hiçbir zaman yürüyemedi.
Bu ırmakta ne ölmek var bize,
bu ırmakta ne gam var, ne keder var, ne dert.
Bu ırmak alabildiğine yaşamaktan,
bu ırmak iyilikten, cömertlikten ibaret.
Durma, çabuk gel, gelmem deme.
Ne evet demek yaraşır sana, ne hayır.
Senin şanına sadece gelmek yaraşır, dostum,
senin şanına sadece gelmek yaraşır.
Oraya gitme demedim mi sana,
seni yalnız ben tanırım demedim mi?
Demedim mi bu yokluk yurdunda hayat çeşmesi ben'im?
Bir gün kızsan bana,
alsan başını,
yüz bin yıllık yere gitsen,
dönüp kavuşacağın yer ben'im demedim mi?
Demedim mi şu görünene razı olma,
demedim mi sana yaraşır otağı kuran ben'im asıl,
onu süsleyen, bezeyen ben'im demedim mi?
Ben bir denizim demedim mi sana?
Sen bir balıksın demedim mi?
Demedim mi okuru yerlere
gitme sakın,
senin duru denizin ben'im demedim mi?
Kuşlar gibi tuzağa gitme demedim mi?
Demedim mi senin uçmanı sağlayan ben'im,
senin kolun kanadın ben'im demedim mi?
Demedim mi yolunu vururlar senin,
demedim mi soğuturlar seni.
Oysa senin ateşin ben'im,
sıcaklığın ben'im demedim mi?
Türlü şeyler derler sana demedim mi?
Kötü huylar edinirsin demedim mi?
Ölmezlik kaynağını kaybedersin demedim mi?
Yani beni kaybedersin demedim mi?
Söyle, bunları sana hep demedim mi?
seni yalnız ben tanırım demedim mi?
Demedim mi bu yokluk yurdunda hayat çeşmesi ben'im?
Bir gün kızsan bana,
alsan başını,
yüz bin yıllık yere gitsen,
dönüp kavuşacağın yer ben'im demedim mi?
Demedim mi şu görünene razı olma,
demedim mi sana yaraşır otağı kuran ben'im asıl,
onu süsleyen, bezeyen ben'im demedim mi?
Ben bir denizim demedim mi sana?
Sen bir balıksın demedim mi?
Demedim mi o
senin duru denizin ben'im demedim mi?
Kuşlar gibi tuzağa gitme demedim mi?
Demedim mi senin uçmanı sağlayan ben'im,
senin kolun kanadın ben'im demedim mi?
Demedim mi yolunu vururlar senin,
demedim mi soğuturlar seni.
Oysa senin ateşin ben'im,
sıcaklığın ben'im demedim mi?
Türlü şeyler derler sana demedim mi?
Kötü huylar edinirsin demedim mi?
Ölmezlik kaynağını kaybedersin demedim mi?
Yani beni kaybedersin demedim mi?
Söyle, bunları sana hep demedim mi?
Kaynaklar: http://mevlanadansecmeler.blogspot.com/2008/11/davalar-dusmanlklar-kavgalar-yok.html
http://www.antoloji.com/demedim-mi-2-siiri/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder